Mondros Mütarekesi'nden sonra
İtilaf Devletleri'nin
Anadolu'yu işgal etmeye başlamaları üzerine, Atatürk, 9. Ordu Müfettişi olarak
19 Mayıs 1919'da
Samsun'a çıktı.
22 Haziran 1919'da
Amasya'da yayımladığı genelgeyle "
Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını" ilan edip,
Erzurum Kongresi ve
Sivas Kongresi’ne başkanlık etti.
23 Temmuz -
7 Ağustos 1919 tarihleri arasında toplanan Erzurum Kongresi öncesinde, Osmanlı ordusunu bırakıp,
Kuvayi Milliyelideri oldu. Kuvayi Milliye Arapça kökenli bir sözcüktü ve ulusal
kurtuluş ordusu anlamına geliyordu. Atatürk’ün Kuvayi Milliye tanımı şu
şekildeydi:
Kuvayi Milliye sırasında Atatürk kendisine ilk nüfus kaydını ve nüfus
cüzdanını verecek olan Erzurum'un manevi hemşerisi seçildi. 4 –
11 Eylül 1919 tarihleri arasında da Sivas Kongresi'ni toplayarak vatanın kurtuluşu için izlenecek yolun belirlenmesi için çalıştı.
27 Aralık 1919'da Ankara'da heyecanla karşılanan Atatürk,
23 Nisan 1920'de “
Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” diyerek
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni açtı.
TBMM,
ulusal kuvvetlerin tek merkezde toplanması ve Türkiye Cumhuriyeti'nin
kurulması yolunda çok önemli bir adımdı. Erzurum Milletvekili olan
Atatürk, Meclis ve Hükümet Başkanlığına seçildi ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi,
Kurtuluş Savaşı'nın başarıyla sonuçlanması için gerekli yasaları kabul edip uygulamaya başladı.
15 Mayıs 1919'da Yunanlılar
İzmir'i işgali etmişti. Türk kurtuluş mücadelesi bu işgal sırasında
Hasan Tahsin tarafından düşmana ilk kurşunun atılmasıyla başladı.
10 Ağustos 1920 tarihinde
Sevr Antlaşması'nı
imzalayarak Osmanlı İmparatorluğu'nu aralarında paylaşan Birinci Dünya
Savaşı'nın galip devletlerine karşı önce Kuvâ-yi Milliye adı verilen
ulus güçleriyle savaşıldı. Ancak işgalci emperyalist devletlere karşı
başarılı bir mücadele için düzenli bir ordu gerekiyordu. Türkiye Büyük
Millet Meclisi düzenli orduyu kurarak Kuvâ-yi Milliye ve ordu
bütünleşmesini sağladı. Savaş zaferle sonuçlandı.