Bağışıklık sisteminin sırlarının peşinde!
Sabancı Üniversitesi araştırmacıları, dünyada ilk kez bitki genlerini insan bağışıklık sistemindeki hücreler olan "T" lenfositlerle bir araya getirdiler.
7 Nisan 2008 Pazartesi
Araştırmacılar, insanlardaki "T" lenfosit hücrelerine aktardıkları
bazı bitki genlerinin bu hücrelerin çalışmalarını etkilediğini gösteren bulgular ortaya koydular. Araştırma sonuçlarının, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için yürütülen ilaç üretim araştırmalarına ışık tutacağı belirtiliyor
Sabancı Üniversitesi Mühendislik Ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Batu Erman, Avrupa Birliği FP6 Marie Curie Programı çerçevesinde International Reintegration Grant Projesi ile ilgili araştırmalarını yürüttüğü ABD’den Türkiye’ye
döndüğünü ve moleküler biyoloji alanındaki çalışmalarına başladığını bildirdi.
Erman, projenin amacının, insan bağışıklık sistemindeki önemli hücreler olan "T" lenfositlerin sinyallerini anlamak ve sinyallerini değiştirmek için bitkilerden proteinler bulmak olduğunu belirtti. Özellikle insan bağışıklık sistemini etkileyecek ilaçlar yapılması için temel araştırmaları yürüttüklerini kaydeden Erman, şunları kaydetti: İnsan vücudunda kalbin üzerinde bulunan timus organında gelişen ’T’ lenfositler üzerine çalışıyoruz. Bu lenfosit hücreleri, bağışıklık sistemimizde önemli rol oynuyor. Virüs ya da bakteri tarafından enfekte olunduğunda ’T’ lenfositler savaşa başlıyorlar. Çalışmamızda hücre kültüründe büyüttüğümüz ’T’ lenfositler kullanıyoruz. Bunlar hem insanlardan elde edilen ve kanser taşıyan ’T’ lenfositler, hem de farelerden alınan hücre hatları."
Projelerinde "T" lenfositlerinin içine bitkilerden elde ettikleri genleri koyduklarını ve bu bitki genlerinin "T" lenfositleri nasıl değiştirdiğini araştırdıklarını anlatan Erman, şöyle konuştu: "(T) lenfositleri insanlarda bulunuyor ve bitkilerden gelen genleri bunların içine aktarıyoruz ve bu lenfositlerin bakteri ve virüslere olan yanıtlarını araştırıyoruz. Bu yanıtı olumlu yapabiliyorsak hastalığa karşı insanların daha yüksek bir bağışıklık kazanmasını sağlayabiliriz. Yanıtı azaltabilirsek de önemli bir bilgi üretmiş olacağız. Çünkü bazı durumlarda ’T’ lenfositler bağışıklık sistemi ile ilintili hastalıklarda gerekmediği şekilde aktive oluyorlar ve hücrenin kendi kendini yıpratmasına ya da aşırı çoğalmasına neden oluyorlar. Örneğin, kanser gibi rahatsızlıklarda lenfositler, neden tümöre dönüşüyorlar? Bunu araştırıyoruz."