**** fizyolojik bir ihtiyaçtır. Canlıların üremesi için gerekli olan dürtünün yüksek seviyede olması sağlıklı bir beyni ifade eder.
Kadın ve erkek beyni anatomik yapı olarak aynıdır. Fakat salgılanan
hormonlar nedeni ile işleyişleri farklıdır. Zeka olarak erkek beyninin
kadın beynine bir üstünlüğü yoktur. Duygusal kadınlar
Kadınların daha duygusal oldukları kitaplarda yazar ve daha ince
düşünceli olurlar. Tanrı erkeklere dünya kurulduğundan bu yana
kadınlardan daha üstün olan fiziki güçleri nedeniyle doğa ile mücadele
kadına ve çocuğuna bakma görevini vermiştir. Bence erkeklerin duygusal
olarak etkilenmeleri yukarda söylediğim kitabi bilgilerin aksine daha
fazladır. Erkeklerin güçlü olması gerektiği hissi duygularını
saklamasına neden olmuştur.
Çevremize şöyle bir bakalım aşk için erkekler mi yoksa kadınlar mı
yuvalarını kolay dağıtabiliyor? Tabi ki erkekler duygularına daha az
hakim oluyor. Kadınlar duygusal,macera duygularını daha çabuk kontrol
etmektedirler.
Bunun yanına kadınlara analık görevi verildiği için mens döneminde,
gebelikte, luhusalık döneminde hormonları daima değişim halindedir.
Hormonların etkisiyle daha sevgi dolu evlatları üzerinde daha iç
güdüsel korumacı, daha sevgi dolu, çevreye karşı daha alıngan ve daha
narin ve bazen daha sinirli ve hırçın olabilirler.
Kadın ve erkek beyni daha farklı şekilde mi dinlenir?
Kadın ve erkek beyninin dinlenmesi tabiî ki farklı değildir. İnsanı
dinlendiren iyi bir tatil, spor, hobiler vs. gibi etkinlikler iki cins
içinde geçerlidir.
Aşk beyni yorar mı?
Maalesef aşk beyni yorar. Çünkü özellikle karşılıksız duygularda
kişilik yapısı da müsaitse aşk takıntıya dönüşebilir ve bir takıntı
hastalığı haline gelebilir. Beyin hep bir noktaya yönlendiği için iş
verimi düşer sosyal hayata adaptasyon bozulur. Sonrasında uykusuzluk
ajitasyon aşırı sinir konsantre olamama gibi belirtiler oluşur. Bu
durum tedaviyi gerektirir.
****in beyin üzerindeki etkisi nedir?
**** fizyolojik bir ihtiyaçtır. Canlıların üremesi için gerekli olan
dürtünün yüksek seviyede olması sağlıklı bir beyni ifade eder. **** her
iki cinsi de rahatlatır. Bunun için **** problemi olan kişilerde aşırı
sinir, huzursuzluk, kendine olan güvenin azalması vs gibi olumsuz
belirtiler görülür. **** sırasında beyinde salgılanan hormonların erkek
ve kadın için bir çok faydası vardır. Örneğin, düzenli **** ve çocuk
sahibi olan kadınların bazı kanser türlerine yakalanma riskleri daha
düşüktür. Bu hormonlar aynı zamanda depresyondan kişiyi korur. Düzenli
**** hayatı olanların işe adaptasyonları iş verimleri artar.
Beyni dinlendirmek için detoks öneriyor musunuz? Yani tatil süresince hiç yapılmaması gereken şeyler nedir?
İki tür detoks yapmak lazım.
1) Gıda detoksu:
Özellikle belli zamanlarda Fast –Food gibi hazır gıdalardan, hayvansal
kökenli hazır gıdalardan kızartmalardan ve aşırı içkiden özellikle
hormonlu bitkisel besinlerle beslenme hatta protein ihtiyacını
baklagillerden almak, eti olabildiğince kesmek gerekir. Günümüzde doğal
gıdaların azlığı maalesef bir çok hastalığın oluşmasına zemin
hazırlamıştır. Bunun için yılın belli dönemlerinde gıda detoksu yapmak
gerekir.
2) Zihinsel detoks: Beyinimizi işgal eden ve
enerjimizi olumsuz etkileyen kişileri ve mekanları hayatımızdan
olabildiğince çıkarmamız gerekir. Örneğin huzursuzluk veren iş ortamı,
mutsuz ilişkiler, vb gibi.
Zeka ile beyin arasında nasıl bir ilişki vardır?
Genetik yapınında kontrolünde olan zeka çevresel etmenler ve iyi bir öğrenim hayatı ile maksimum seviyeye çıkar.
Bir olay karşısında ihtimal üretme akılı gösterir. Kişi ne kadar
ihtimal üretiyor ise o kadar akıllı demektir.Zeka ise o ihtimaller
arasından en can alıcıyı alıp uygulamaktır. Yani beyini etkin kullanmak
ve başarılı olmak için yalnız akıl yetmez,akıl ve zeka beraber
olmalıdır.
Beyinimizin gerçekten tamamını kullanıyor muyuz. Tamamen kullanmak için neler yapmalıyız?
Maalesef henüz beyinimizin çok az bölümünü kullanmaktayız. Belki de
beyinin hepsini kullanabilsek çok farklı bir dünya yaratabilir ve
farklı boyutları görüp algılayabilirdik.Fakat bugünkü dünya
koşullarında normal zeka düzeyine sahip insanlar beyinin ancak % 3 –
10′u arasında kullanabilmektedirler.