Asker, devlet adamı,
Türkiye Cumhuriyeti’nin
kurucusu, ilk Cumhurbaşkanı, Türklerin babası, çağımızın en büyük
lideri. Eşi görülmez başarılara imza atmış, ülkesi için hayatı pahasına
kahramanca savaşmış, çökmüş bir imparatorluktan yeni, çağdaş ve dinamik
bir ülke yaratmış, bugün Türk halkının bir bayrak altında bağımsız
şekilde yaşamasını sağlamış ve
Türkiye’yi
kurtarmıştır. Bayrağımızı ve topraklarımızı ona ve komuta ettiği
binlerce Mehmetçiğe borçlu olduğumuz için yediden yetmişe şükran
doluyuz. Zira
Atatürk, kaderimizi değiştirmiş, boyunduruk
altında olmadan yaşamamız için bize bu ülkeyi bırakmıştır. Ülkemizin en
büyük tarihi sınavı olan
Kurtuluş Savaşı’nda
Türk askerini komuta etmiş, ekonomik ve askeri açıdan yokluk sınırında
olan ülkemizi azmi, sabrı, çalışkanlığı ve dehası sayesinde tek vücut
haline getirip, bağımsızlığına kavuşturmuştur. Ülkemizin geleceğini her
şeyin üstünde tutmuş, inkılâpları ve ilkeleriyle bugün Türkiye’nin
çağdaş milletler içinde hak ettiği yerde olmasını sağlamıştır.
Arkasında çok daha iyi bir Türkiye ve dünya bırakarak hayata gözlerini
yummuş olan Atatürk, hiç kuşkusuz Türklerin en büyük şansıdır. Hayatı
boyunca sevilen, tevazusu, hoşgörüsü, barışçı ve uzlaşmacı kişiliği,
entelektüelliği, hümanizmi, görgüsü, karizması ve eşsiz özellikleriyle
dünyanın da hayran olduğu Atatürk, savaş yerine barışa, ayrılık yerine
birlik ve beraberliğe sahip çıkmış, Türk bayrağı altındaki herkese ve
tüm dünyaya şu önemli mesajı vermiştir:
“Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” Atatürk, Türk' ün tarihinde ve gönlünde ebediyen yaşayacaktır, ölümsüzdür.